Yüreğin Sesine Kulak Ver

Bir insan nereye giderse gitsin,
Yanında hep iki şey vardır,
Biri yüreği, diğeri zihni…
Zihin bazen yorgun, bazen suskun,
Hesaplar, kaygılar içinde debelenir,
Ama yürek… o naif, o güçlü,
Bazen bir kırık dökük gülüşle,
Bazen sadece bir anlık sessizlikle,
Her şeyin anlamını verir insana.

Zihin yolları çizer,
Bazen bir labirent gibi,
Çıkışı bulamazsın.
Ama yürek, bir adım attığında,
Karşına her zaman doğruluğu çıkar,
Ve her yanlış, sevgisiyle doğruya dönüşür.
O an her şey durur,
Zihin susar, yürek konuşur,
Ve sen o anı, hayatın en değerli anı olarak hatırlarsın.

Sakaryalı Yusuf der ki:
“Beyin akıl verir, ama ruhu yoktur,
Her zaman sorularla, kaygılarla savaşır,
Ama yürek, içindeki sevdayla büyür,
O, senin karanlıkta gördüğün ilk ışık,
O, seni bulur, kaybolduğunda…
Sevgiyle atan her yürek,
Karanlıkları aydınlatır, seni yüceltir.”

Bir insanın kalbi sevgiyle yoğrulursa,
Bir ömrü anlamla doldurur,
Zihnin kaybolduğu her anda,
Yürek seni hatırlatır.
Belki de hayat,
Zihnin gücüyle değil,
Yüreğin derinliğiyle şekillenir.
Ve her ne kadar zihin seni yalnız bıraksa da,
Yürek, seni hep sevdiklerinle buluşturur.

Bazen seni anlamayan kalabalıklar arasında kaybolursun,
Ve o an, yüreğin bir tek dileği vardır;
Huzur, sevgi, kabul…
Bir tek kişinin seni görebileceği,
Bir tek kalbin seni kabul edebileceği bir an.
İşte o an,
Yüreğin sana doğru yolu gösterir,
Ve sen o yolda, sevginin,
Gerçek huzurun anlamını keşfedersin.

Zihnin her zaman seni sorgular,
Ama yürek, seni her zaman bağışlar.
Ve hayatın en güzel anı,
O küçük dokunuşta,
Bir bakışta,
Bir kelimede,
Bir çayda,
Yüreğin sevgiyle attığı her adımda gizlidir.

Eğer bir mumun yoksa karanlığı delen,
Düşer mi insana gecenin yükü birden?
Yalnızlık dolanır ayaklarına bir ip gibi,
Ve hüzün, soğuk bir rüzgar gibi vurur derinden.

Yollar kapanır, yankılanır adımların,
Sessizlikte duyar mısın kendi feryadını?
Elin boş, yüreğin paramparça belki,
Ama yine de düşe kalka yürürsün hayatı.

Sakaryalı Yusuf der ki,
“Her karanlıkta bir insan kaybolur,
Ama kaybolmak bazen bulunmaktır.
Kendi ışığını yakacak kadar yanmazsan,
Gecenin içindeki sessizlik alır canını.”

Düşler kırılır bazen, gömülür toprağa,
Bir mezar taşı olur umutlarına.
Ama bil ki, karanlık sadece bekler,
Bir ışık arar, bir kıvılcım özler.

Kimi kendi yüreğini yakar, döner bir meşaleye,
Kimi karanlığa alışır, sessiz bir çığlıkla.
Ama unutma, geceye boyun eğen değil,
Karanlıkta yürümeyi öğrenen kazanır sabahı.

Yusuf Durdurmuş