Stres ve Hayatımızdaki Çeşitleri

Hayatın içinde, farkında olmadan taşıdığımız yüklerden biridir stres. Bazen küçük bir anın gerginliği, bazen de yıllara yayılan bir baskı olarak kendini hissettirir. Herkesin tanıdığı ama farklı şekilde yaşadığı bu duygu, hem yaşamın akışını etkiler hem de insanı dönüştürür. Ancak stresin her türü aynı değildir. Kimisi insanı harekete geçirir, kimisi ise adım atmaya dahi cesaret ettirmez.

Günlük hayatta sıkça karşılaştığımız akut stres, geçici bir misafir gibidir. İşe geç kalma korkusu, bir sunum öncesindeki heyecan ya da trafikte sıkışıp kalmanın verdiği sinir… Hepsi gelip geçici ve genellikle zarar vermeyen tepkilerdir. İnsan, bu tür stresin etkisiyle hızlı düşünüp çözüm üretir. Ancak sürekli tekrarlandığında, bu kısa süreli gerginlikler derin izler bırakabilir. İnsan farkında olmadan, küçük streslerin büyük etkileriyle karşılaşabilir.

Bir de kronik stres vardır ki, o misafir olmaktan çıkıp hayatımızın bir parçası haline gelir. Uzun süren maddi sıkıntılar, bitmeyen iş yükleri ya da sürekli bir tehdit hissi… Bunlar insanı içten içe kemiren, zamanla tükenmişlik hissine sürükleyen etkiler yaratır. Kronik stres, sadece ruhsal değil, fiziksel sağlığı da tehdit eder. Uyku bozukluklarından kalp rahatsızlıklarına kadar birçok sorunun temelinde bu tür bir baskı yatar. Ne yazık ki çoğu insan, bu stresin hayatını nasıl ele geçirdiğini fark etmeden yaşar.

Stres her zaman kötü değildir. Olumlu stres dediğimiz bir tür de vardır. İnsan, yeni bir hedef belirlediğinde, bir yarışa ya da yeni bir projeye başladığında bu tür bir stres yaşar. Heyecan, bir adım daha atma isteği ve kararlılık, bu stresin ürünleridir. Olumlu stres, doğru yönetildiğinde başarıya giden yolu açabilir. Ancak kontrol edilmediğinde, faydalı bir enerji kaynağı olmaktan çıkıp yeni bir yük haline gelebilir.

Bazı durumlarda ise stres, geçmişin gölgesiyle birleşir. Travma sonrası stres bozukluğu, yaşanmış ağır deneyimlerin insan zihninde bıraktığı izlerin bir sonucudur. Bu tür stres, insanı geçmişte yaşamaya mahkûm eder. Savaşlar, kazalar, büyük kayıplar gibi olaylar, hafızaya kazınır ve insan, bu anıların etkisinden kolay kolay kurtulamaz. Bu durum, profesyonel bir desteği zorunlu hale getirir.

Her tür stres, insanın hayatında iz bırakır. Ancak bu izlerin büyüklüğü, bizim onlarla nasıl başa çıktığımızla ilgilidir. Stresin farkında olmak, onu tanımak ve yönetmeyi öğrenmek, daha sağlıklı bir yaşam için şarttır. İnsan, kendi sınırlarını bildikçe, hayatın yüklerini taşıması daha kolay olur. Çünkü stres, hayatın bir gerçeğidir ama onun bizi tanımlamasına izin vermek, bizim seçimimizdir.

Nujgen Kahraman