Selamünaleyküm Yılmaz Bey öncelikle röportaj teklifimizi kabul etmiş olduğunuz için teşekkürler. Dilerseniz ilk olarak okuyucularımız için Yılmaz YİĞİT kimdir kısaca bahsedelim.
Aslen Erzincanlı, doğma büyüme Edirneli, 1979 doğumlu, evli ve 2 çocuk sahibi biriyim.
Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz? Nasıl bir ortamda büyüdünüz, nasıl bir çocukluk ve yetişkinlik süreci geçirdiniz?
Ben maddi zorluklar yaşayan bir ailenin çocuğuydum, gecekonduda büyüdüm. 2 kardeşiz, bir kız kardeşim var. Acemi birliğimi İzmir Yeni Foça’da komando olarak yaptım. İzmir yeni Foça’da başarı gösterdiğim için beni özel harekata seçtiler. Benim dönemimde adı “Özel Harekat C Timleri” olarak geçiyordu. Oradan İzmir Eski Foça‘ya gönderildim. İzmir eski Foça‘da “56. Dönem C Timi” olarak mezun oldum. Kura çekimi sonucunda Artvin ili Jandarma Komutanlığı’nda göreve başladım. Artvin’de terör olayları olmadığı için bizi Erzurum Dumlu Komando’ya bağladılar. Erzurum, Artvin, Bingöl, Ağrı, Muş bölgelerinde arazide kalma şartıyla askerliğimi bitirdim. Kırmızı teskere aldım ve evime devrelerimden 1 yıl erken döndüm. Edirne’ye döndükten sonra Uzman Çavuşluk sınavlarına girmek üzere Ankara’ya gittim, sınava girdim ve kazandım. 2002 yılında Şırnak Özel Harekat’da göreve başladım.
Mesleğinize, gazilik ve şehitliğe bakış açınız nelerdir?
Mesleğim kutsal bir meslek, adı üstünde peygamber ocağı. Gazilik ise şehitliği göze alamayanın hak edemeyeceği bir unvan. Şehitlik mertebesini hak edenler ülkesi için, vatanı için çoluğundan, çocuğundan, eşinden, annesinden, babasından vazgeçen kahramanlardır. Onların hakkı hiçbir şekilde ödenemez, onlar ülkenin gerçek sahipleridir.
Yeniden göreve gitme gibi bir durumunuz olsa gider misiniz?
Ülkem ve vatanım için hiç tereddüt etmeden, gözümü bile kırpmadan tekrar giderim.
Görev esnasında yaşayıp unutamadığınız bir anınız var mı?
Elbette var. Şöyle anlatayım: Bir çatışma esnasında bir teröristi yaralı olarak ele geçirmiştik sorgulamak istediğimizde yanındaki korucuya dönüp tükürmek istedi daha sonra bana döndü ve “Siz beni vurdunuz beni nereye görmeyeceksiniz bu topraklara dimi, peki ben sizi vursaydım sizi nereye gömeceklerdi?” dedi. O olay beni çok etkilemişti.
Mesleğiniz çocukluk hayaliniz miydi yoksa spora yatkınlığınız olduğu için mi tercih ettiniz?
Çocukluğumda asker ya da polis olmak istiyordum. Allah nasip etti ve asker oldum. Jandarma Özel Harekat’da görev yaptım.
Gazi olduktan sonra rehabilitasyon merkezinde geçirmiş olduğunuz süreçten bahsedebilir misiniz?
Ben yaralandıktan sonra ilk tedavim Şırnak Askeri Hastanesi’nde başladı daha sonra Gata’da ve sonrasında Türk Silahlı Kuvvetleri Reabilitasyon Ve Bakım Merkezi Başkanlığı’nda devam etti. İlk ameliyatımı Şırnak Askeri Hastahanesi’nde sonraki ameliyatlarımı da Gata’da oldum. Ortez protezlerim Rehabilitasyon Merkezi’nde yapıldı. Yaralandığımda benim durumuma örnek bir gazi yoktu. Benim gibi iki kolunu, bir bacağını ve bir gözünü kaybeden gazi yoktu. O yüzden ben diğer gaziler gibi bacak protezlerim yapılırken değnek kanedyen kullanamadım, protezlerimi kullanmayı yeni doğan bebekler gibi düşe kalka öğrendim. Tüm bu süreçler çok zordu.
Gazi olduktan sonra hayata tekrar nasıl tutunduğunuz ve motivasyon kaynağınız ne oldu?
Rehabilitasyon merkeziyle gazi olduktan sonra tanıştım, gazilerin tedavi gördüğü rehabilitasyon merkezinde kötünün kötüsü durumundaki gazi arkadaşlarımı görünce halime şükrettim ve şükrediyorum. Sonuçta vatanımı, milletimi ve bayrağımı korurken bu hale geldim. Kendimi kötü hissettiğim vakitlerde hep bunu düşünüp kendime güç, enerji verdim. Eşim Hilal YİĞİT’le tanıştım. Zeynep ve Hamza adında iki evladımız var. Eşimin desteği de sosyalleşmem ve insan içine karışmam konusunda çok büyük etken olmuştur. Allah eşimden razı olsun. Motivasyon kaynağım çocuklarımdır. İnşallah büyüdüklerinde vatana ve millete hayırlı bireyler olurlar.
Sosyal platformlarda siyasi liderlerin bu süreçte askerlerin yanında olmasından, olması gerektiğinden bahsediyorsunuz yapmış olduğunuz röportajlarda. Bu konuya değinebilir misiniz?
Biz ülkemizin bölünmez bütünlüğü için şehit, gazi oluyoruz. Allah devletimize zeval vermesin. Devletimiz her daim askerimizin, polisimizin yanında olmuştur. Siyasete girmek istemiyorum çünkü bizlerin siyasetten daha üstte olduğumuzu düşünüyorum. Gazi, şehit aileleri olarak devletimizi yönetenlerden ilgi ve alaka bekliyoruz.
Sizce Türkiye terörle mücadelede ne durumda?
Bence ülkemiz terörle mücadelede çok başarılı. Özellikle sihalarımız, özel birliklerimiz destan yazıyor. İç işleri bakanımız da harika bir insan. Askerimizin ve polisimizin daima yanında.
Sizce toplumun engellilere karşı bakış açısı nasıl?
Toplumda engelli gazi bilinci olmadığını düşünüyorum. Halkımızın kamu spotu olarak TV’lerde bilinçlendirilmesini istiyoruz. Engelli park yerlerine engelli olmayan insanlar araçlarını çekiyor ve bu bizleri üzüyor. Denetimlerin yetersiz olduğunu düşünüyorum.
Gazi olduktan sonra yaşamış olduğunuz ve unutamadığınız bir olay var mı?
Otobüste uğradığım şoförün bana ettiği hakaretleri unutamıyorum. “Benim için mi gazi oldun?” demişti ve bu beni çok üzmüştü.
Yapmış olduğunuz röportajlardan birinde rehabilitasyon merkezinden ayrıldıktan sonraki yaşantınızla ilgili nasıl bir yol izleyeceğinizi sorguluyordunuz. Buna istinaden rehabilitasyon merkezi sonrası nasıl bir yol izlediniz?
Bizler rehabilitasyon merkezine ömür boyu mahkum insanlarız. Burası bizim ikinci evimiz. Protez ve ortezlerimiz bu merkezde yapılmaktadır. Halkımızın bizim için yaptırdığı tesis için halkımıza minnettarız.
Röportaj teklifimizi kabul etmiş olduğunuz için tekrar teşekkürler. Allah bu kutlu davada bulunduğunuz gazilik mertebesini hayırlı kılsın. Sizlerin hakkını ödeyemeyiz.
RÖPORTAJ: Başak AZAKLI
Vesile Dergi Sayı 5
Eylül 2021