Merhaba Fatih Bey öncelikle röportaj teklifimizi kabul etmiş olduğunuz için teşekkürler. Dilerseniz ilk olarak okurlarımız için Fatih BUDAK kimdir? Kısaca bahsedelim.
Rica ederim. Ben de davetiniz için teşekkür ederim. 36 yaşındayım. Henüz annemin karnındayken Siirt’ten İstanbul’a geldik ve ailem göçün entegrasyonunu henüz yaşamadan gözlerimi dünyaya burada açtım. 13 yaşımda uyuşturucu ile tanıştıktan sonra 17 yıl madde bağımlılığı sürecim oldu. Şu an 6 yıldır temizim ve Ayık Yaşam Derneği’nde bağımlı kardeşlerimize ilaçsız, ücretsiz rehabilitasyon hizmeti sunuyorum.
“Anne Yaşamak İstiyorum” adı ile yayına hazır bulunan bir kitabınızın olduğunu biliyoruz. Bu kitabın içeriğinden, adının nereden geldiğinden ve kitap çıkarmayı düşünüp harekete geçme sürecinizden bahsedebilir misiniz?
Kitap benim hayat hikayemden oluşuyor. Uyuşturucuya nasıl, ne zaman düştüm, neler yaşadım, sokak hayatım, sonrasındaki dönüşümüm tespitler eşliğinde okura sunuluyor. Tüm çocuklar annelerine, anneler de çocuklarına çok düşkündür, bağımlılarda da öyle… Anneler bağımlı çocukları için çırpınıyorlar, kurtulması için, ölmemesi için. Çocuklar da yaşamak istiyorlar. Rahmetli annem de benim kurtulmam için çok mücadele etmişti ve ben sadece onun üzülmemesi için uyuşturucuyu bırakmak istiyordum, annem için yaşamak istiyordum. En büyük motivasyon kaynağım annemdi. Zaten annem vefat edince ben dibe vurdum. Kitabımın ismi oradan geliyor. Harekete geçme noktamsa “Ben kurtulduysam diğer bağımlılar da kurtulur, onlara umut ışığı olabilirim.” düşüncesiydi.
“Liman Ayık Yaşam Derneği” çatısı altında bağımlılara el uzatıp destek olmaya çalıştığınızı biliyoruz. Bize biraz bundan bahsedebilir misiniz?
Oraya dahil olmak ve bağımlılara destek olmanız gerektiğini düşünmek…
Tüm bunların bilincine varmanıza sebep olan husus nedir?
Bağımlılık, yalnız kalmış, anlaşılmamış insanların hastalığı da diyebiliriz. Anlaşılmaya, destek görmeye ihtiyaçları var. Liman Ayık Yaşam Derneği’ni kurarak onlara gerekli psikolojik, fizyolojik, manevi tüm destekleri sağlayarak bağımlılıktan kurtulmalarına vesile olmak istedik. Tüm bunların bilincine tabii ki de yaşadıklarım sebep oldu. Nasıl bağımlı olunur ve nasıl kurtulur konusundaki tecrübelerimiz, yangınlarımız oldu.
Bağımlı bir breyle karşılaştığınızda o bireye yardımcı olurken veya onun hakkında bir düşünce aklınızdan geçerken geçmişteki siz gözünüzün önüne gelip geçmişteki size yardımcı olur gibi mi hareket ediyorsunuz? Yoksa bu hususta duyguları geri plana atıp bireye birey olarak yaklaşarak mı yardımcı olmaya çalışıyorsunuz?
Tabii ki de geçmişte yaşadıklarım yüksek seviyede empati yapmamı sağlıyor fakat her insanın biricik oluşunun farkında olarak hikayesini dinliyor, tedavi planı belirliyoruz.
Çocuk Fatih, bağımlı Fatih ve şimdiki Fatih olarak kendini içinize dönseniz, şu andan onlara seslenecek olsanız neler söylerdiniz? “Şunu kesinlikle yap veya yapma.” diyeceğiniz hususlar olur muydu?
Çocuk Fatih’e “Sabret, geçecek. Kendini keşfettiğinde kendi kendini sevecek ve anlayacaksın çocuk.” Bağımlı Fatih’e “Umudunu kaybetmezsen kurtulacaksın, mücadeleye devam.”
“Kültürel yapı sebebiyle sesimiz duyuramadık.” derken ne demek istiyorsunuz? Kültürel yapının sizin üzerinizde nasıl bir etkisi var?
Dediğim gibi ailem yeni göç etmiş ve kültürel adaptasyonu şehre henüz sağlayamamışken biz çocuklar kendimizi şehir hayatının içinde bulduk. Aynı zamanda evdeki iletişim tarzının çocuk ruhuna hitap etmemesi, biz çocukların iletişim kurmak istediğinde de karşılık bulamamasına sebep oldu. Ses duyurma çabaları evde devam ederken dışarda ait hissettiğimizi zannettiğimiz yeri bulmuştuk maalesef.
Uyuşturucu bağımlılığı olan insanların ağırlıklı olarak kendini doğru ifade edemeyen insanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?
Söyleyebiliriz. Uyuşturucu bağımlıları içerisinde felsefi zihin yapısına sahip olup anlaşılmayan, yetenekleri olup keşfedilmeyen, anlattığında dinlenilmeyen, fırsat verilmeyen kişiler oluyor.
Tüm bağımlı insanlara bakacak olursak onları bağımlılığa ten veya bağımlılık sürecinde sürekliliği sağlayan ortak sebep sizce nedir?
Bağımlılığa iten sebepler duygusal boşluklar, sağlıklı bir merciiyle aidiyet hissinin kurulamamış olması. Devam ettiren ise maddenin etkisine girmiş olmak.
Bir videonuzda “Fıtrat boşluk kabul etmiyor.” diye bir cümle kuruyorsunuz. Bu cümleyi biraz açabilir misiniz?
Tabii. Biz bu dünyaya yaratıcımız tarafından bazı yüklemelerin olduğu bir fıtratla gönderiliyoruz. Nedir bu yüklemeler? Duygular. Mesela aidiyet duygusunu ele alalım. Eğer biz bu duyguyu çocuklarımıza hissettirmezsek, orayı boş bırakırsak çocuklarımızın fıtratı o boşluğu doldurmak için kabul edileceği yerler arayacaktır. Eğer sevgi duygusunu yaşamazsak, bilmezsek, sevgi zannettiğimiz yanılsamalar peşinde savrularak fıtrat o boşluğu doldurmaya devam eder. Ya da değer duygumuzun fişini kendimize, Rabbimize takmazsak yine yanlış yerlerde değer görmek için çabalarken heba oluruz. Yani bize yüklenenleri doğru yerde yaşamazsak fıtrat doldurmak için çırpınacaktır.
Bir videonuzda dışardan baktığınızda uyuşturucu kullanan insanların mutlu olduğunu gördüğünüzü fakat içine girdiğinizde olayların farklı yüzlerinin olduğunu belirten bir cümle kuruyorsunuz. Ona istinaden uyuşturucuya dışardan bakarak cazip gören, o insanların mutlu olduğunu düşünen ve bir adım atacak cesaret bulduğunda uyuşturucuyu denemek isteyecek insanlara neler söylemek istersiniz? Bu maddelerde gerçekten gerçek bir mutluluk var mı?
Uyuşturucu kullananlar kullandıkları ilk süreçlerde uyuşmanın etkisiyle tüm sıkıntılarını atlattıklarını zannederek gülüp eğleniyorlar. Kısa bir süre içerisinde keyif alma durumu ortadan kalkarak sadece yaşamak hatta yürüyebilmek, konuşabilmek için içer duruma geliniyor. Beyni uyuşturan, aklı örten yani kısacası haram olan şeylerle mutluluk gelmiyor, bedelleri çok ağır oluyor.
Bağımlılık tedavisi görmekte olan kişilere cinsiyet bazında bakıldığında ağırlıklı olarak hangi cinsiyetten kişilerin olduğu söylenebilir?
Erkek bağımlıları daha çok görüyoruz. Biz her ne kadar kadınları duygusal ve baskı altında zannetsek de bu istatistik bize erkeklerin de ne kadar duygusal ve baskı altında olduğunu, kendilerini ifade edecek özgür ortamı bulamadıklarını gösteriyor.
Kültürel dışlanma çocukları ve gençler uyuşturucuya itiyor diyebilir miyiz?
Diyebiliriz.
Sizin vesile olduğunuz ve sizin gibi hayatı A’dan Z’ye değişip kendi gibi sıkıntılı süreçler geçirmekte olan kişilere destek olan kardeşlerimiz var mı?
Tabii var. Derneğimizde tedavisi bittikten sonra diğer bağımlı kardeşlerimize fayda sağlamak isteyen X-User eğitmenlerimizle birlikte hizmet ediyoruz.
Bağımlılık tedavisi görmekte olan kişilerle ilgili yaşadığınız ve unutamadığınız bir anınız var mı? Varsa bizlere anlatabilir misiniz?
Tedavi sürecinde dayanamayıp kaçan bir hasta vardı. Yüksek dozdan ölmüştü. Onu unutamam. Ölüm dernekte de olsa aynı vakitte gelecekti ama temiz bir şekilde gelecekti. Sabır önemli.
Herhangi bir bağımlılığı olan ve bağımlılık tedavisi görmek isteyen ancak buna cesaret edemeyen kardeşlerimize tavsiyeleriniz nelerdir?
İlk günlerde tabii ki de zorlanacaklar ama hiçbir şey uyuşturucu içmenin sonucu kadar zor değil. Sabredince, hayattan tat almaya başlayınca, uyuşturucusuz hayatın olabileceğini görünce tüm duygu dünyaları değişecek ve tüm zorluklara değecek. Ümit var. Sabırlı olsunlar.
Bağımlılık süresi kişinin kullanmış olduğu maddeye göre mi yoksa iradesine göre mi şekilleniyor?
İrade maddeyi kullanıp kullanmamaya kadar devrede olabilir. Yani irade içmeme noktasında kullanılabilir. Sonrasında her şey maddeye göre şekilleniyor.
Bir videonuzda size kurtulma olasılığınızın olmadığı, ölmek üzere olduğunuz ve kesin öleceğiniz kanaatine varılıp o şekilde yaklaşıldığını belirtiyorsunuz. Sizce kesin olarak öleceğiniz düşündüren temel sebep veya sebepler nelerdi?
Defalarca deneyip başarılı olamam insanlara bunu düşündürtüyordu. Oysaki onların hepsi bugünkü Fatih’in denemeleriydi ve tabii ki son raddede de neredeyse nefes bile alamayacak halde oluşumdu.
Herhangi bir maddeye bağımlı olan kişiler tek başına bırakabilir mi?
Spontane bırakanlar da olabiliyor fakat Rehabilite olmadan, duygularındaki hastalıklar tedavi edilmeden ve kendini keşifler yaşanmadan olursa maalesef, büyük ihtimalle, geri dönüş oluyor. Onun için biz merkezimizde en az 3 ay yatılı bir rehabilitasyon hizmeti sağlıyoruz.
Çevremizdeki çocukların ve gençlerin herhangi bir maddeye bağımlı olduğunu nasıl anlayabiliriz? Çocuklarının herhangi bir maddeye bağımlılığı olduğunu anlayan ailelerin sergiledikleri tutum ve izledikleri yol nasıl olmalı?
Her zaman sevgiyi ve saygıyı elden bırakmamalı ve çocuğa yüklenmeden önce aile başını iki elinin arasına almalıdır. Azarlama, şiddet çocuğu daha çok maddeye ve o grupların içerisine itecektir. Olayın içinde boğulmaktansa bir uzmanla yol almalıdırlar. Çünkü, her bağımlıya aynı yöntemler uygulanmayabiliyor.
Yapay uyuşturucular ile saf uyuşturucular arasında etki bakımından nasıl bir fark vardır?
Hiçbir fark yok. Hepsi aynı kapıya çıkıyor.
Sizce toplumun bağımlılık problem yaşayan kişilere bakış açısı nedir?
İşe yaramaz, tacizci, tecavüzcü, katil, dayaklık tanımlarıyla bakılıyor. “Keyfinden içiyor, istese bırakır.” deniyor. Zaten değersizlik, aidiyetsizlik duygusundan bu derde düşen bağımlı gördüğü bu tutumlar karşısında iyice kısır döngüye giriyor.
Sizce ilaç bağımlılığının belli bir süreden sonra uyuşturucuyu cazip kılabileceğin söylememiz mümkün müdür?
Eğer kişi maddeyi hayatından çıkarıp yerine ilacı koyuyorsa, duygularını tedavi edemediği için, kısa sürede tekrar maddeye dönmesi kaçınılmaz oluyor. Hastalanmış bir duyguyu hangi ilaç iyileştirebilir ki?
Röportaj teklifimizi kabul etmiş olduğunuz için tekrar teşekkürler. Hayırlara vesile olmak niyet ve duasıyla…
Ben teşekkür ederim. Umarım birçok ailenin ve gencin hayrına vesile olmuşuzdur.
Vesile Dergi Sayı 14
Haziran 2022