Hayatta her ne kadar aksine inanıyor olsak da, gerçek mutluluğun karşılığı para değildir. Hele ki çocuklarımız söz konusu olduğunda bunu tüm çıplaklığıyla görmemiz mümkün. Ancak, biz yine de mutluluğun karşılığı paraymışçasına söylemlerde ve eylemlerde bulunuyoruz. Bu durum, gerçekten trajikomik tablolara yol açabiliyor.
Zaman zaman iletişim halinde olduğum hanımlar, maddi durumlarının iyi olmaması nedeniyle çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını belirtiyorlar. Bu ihtiyaçların ne olduğunu sorduğumda ise tatlı yapmak, atıştırmalıklar, çikolatalar, dondurmalar gibi uzun bir liste ile karşılaşıyorum. Öncelikle, ihtiyaçlar ve istekler arasındaki ayrımı yapabiliyor olmamız çok önemli. Çünkü isteklere ihtiyaç gözüyle baktığımızda, meselenin boyutunu farklı bir pencereden algılamaya başlıyoruz. Oysa ki isteklerimiz ayrı, ihtiyaçlarımız ayrı.
Uzun uzun listeleri anlatan ebeveynlere, makul ve mantıklı yollarla aslında saydıkları şeylerin ulaşılmaz olmadığını belirttiğimde, her şeyin maddiyatla paralel olduğunu, buna çocuklarını mutlu etmenin de dahil olduğunu söylüyorlar.
Bu noktada basit bir matematik yapmak istiyorum.
Puding almak için 20 lira harcadığımızı düşünelim. Ve tabii ki süt olmadan olmaz, 30 lira da süt için harcadığımızı düşünelim. Sonra klasik bir puding yapıp kaselere aldığımızı ve üzerine süsleme için pasta süsü ya da Hindistan cevizi kullandığımızı varsayalım. Bunun için de 20 lira daha harcayalım. Toplamda 60 lira, sadece 4 kase puding yapabilmek için gitmiş oluyor, öyle değil mi?
Ancak biz bunu yapmak yerine; bir paket un, bir paket şeker, bir paket vanilya, bir paket kakao alıp 20 lira da süt ayırsak, sayısız kase puding yapma şansımız olacaktır. Bir paket sütten 4 kase puding çıkacağını düşünürsek, gerekirse süte su ekleyip bu kase sayısını artırma imkanımız bile olur. Hazır pudingde süte su ekleme şansımız yokken, evde yaptığımızda bu mümkün. Üstelik yapılışı da o kadar zor değil: birkaç kaşık un, birkaç kaşık kakao, bir su bardağı şeker gibi basit malzemeler yeterli.
Çocuklarımız meyveli ya da aromalı dondurma istiyorsa, yine aynı şekilde evde yapma şansımız var. Gayet pratik tarifler mevcut. Uğraşmak istemiyorsak, sade bir dondurma alıp üzerine reçel ya da pekmez gezdirip meyveli ve aromalı hale getirebiliriz. Hatta sade dondurmayı eritip, içine damla çikolata ekleyerek yeniden dondurabiliriz. Biraz yaratıcılık ile pek çok şeyi hayata geçirebiliriz.
Çocuklarımız şekilli çikolatalar istiyor olabilir, ama sürekli 20 liralık paketleri alacak bütçemiz yoksa, ayıcıklı, kalpli kalıplarla evde çikolata yapabiliriz. Böylece maliyet olarak çok daha uygun bir çikolata elde etmiş oluruz.
Çocuğumuz ıslak kek istiyorsa, meşhur markaların kekleri yerine evde kakaolu bir kek yapıp ıslatabiliriz. Bu, oldukça basit bir işlem.
Çocuğumuz börek ya da poğaça gibi etli yiyecekler istiyor olabilir, ama et bütçemizi aşabilir. Böyle durumlarda yeşil mercimek kullanarak aynı lezzeti yakalayabiliriz.
Çocuklarımız cips yemek istiyorsa, markalı cipsler 40 lira olmuşken, patlamış mısır yaparak daha ekonomik bir çözüm bulabiliriz. Patlamış mısırı farklı aromalarla lezzetlendirerek çocuklarımıza eğlenceli bir atıştırmalık sunabiliriz.
Özetle, hayatta her şey para değildir. Hele ki çocuklarımızın mutluluğu, paraya bağlı değildir. Paramızın olmadığını bahane ederek mutsuz olduğumuzu söylemek yerine, yaratıcılığımızı kullanarak her şeyin üstesinden gelebiliriz. Tecrübeyle sabit, emin olabilirsiniz.
✍️ Zeynep Erol