Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır, derler. Sade mi sade, küçük bir fincanda sunulan kahve, yalnızca içilen bir içecek değil; kırk yıl boyunca hatırlanacak bir dostluğun, bir samimiyetin, bir paylaşımın sembolüdür. Kahve, gönül kapılarının aralandığı, en güzel anıların saklandığı bir mola gibi hayatlarımızda yer eder. Küçük bir fincanın içinde yılların hatırası, yılların dostluğu saklıdır aslında.
Düşün, fincanın buğusuyla açılan bir dost meclisi… Sözler dökülürken, kahvenin telvesine bakılır, geleceğin sırları aralanır belki. Kahvenin sıcaklığı ile gönüller ısınır, kalpler birbirine yaklaşır. Birlikte içilen kahvenin hatrı, zamanla anılarda kendine özel bir yer açar. Hani biriyle paylaştığın o kahve vardır ya, hayatın tüm hengamesi arasında unutulmaz bir dost eli olarak kalır.
Zaman geçse, insanlar uzaklara düşse de, fincanın hatırlattığı o dostluk, o sadelik, o içtenlik hep taptaze kalır. Belki de kahvenin hatırında, kırk yılı aşan o derin izler saklıdır. Bir fincan kahve, anıların yoldaşı, dostlukların gönül bağıdır. Kahve fincanında saklı o kırk yıl, aslında sevgiye, dostluğa adanmış bir ömürdür.
Sedef Aslan