Selamünaleyküm Seda Hanım öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkürler. Dilerseniz ilk olarak okurlarımız için Seda ÇETİN kimdir ve şehidimizle yakınlık derecesi nedir kısaca bahsedelim.
Aleykümselam ben Şehit Recep ÇETİN’in kız kardeşiyim.
Bize biraz şehidimizden bahsedebilir misiniz? Nasıl bir çocukluk ve yetişkinlik süreci geçirdi?
Şehit Recep ÇETİN Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde 12.05.1993 tarihinde dünyaya gelmiştir. Annesi Sevgi Hanım ve babası Eyüp Bey’dir. Bir tane kardeşi var o da benim. Yeter Hanımla evlidir. Bir tane kızı var adı Gökçen. Abim hayatı boyunca sakin, koruyucu, temiz kalpli, kin tutmayı bilmeyen, çok neşeli, neşesi ile herkesi eğlendiren, gezmeyi seven birisiydi. Hiç bir zaman sıradan bir insan olmadı, hep farklıydı.
Bize biraz şehidimizin sivil hayatından bahsedebilir misiniz? Mesleğindeki ciddiyete sivil hayatında da sahip miydi?
Askeriyedeki ve sivildeki arkadaşlarının anlattığı kadarıyla abim aynıymış. Sevilen, sayılan, neşeli, kimseyi incitmeyen… Nöbetlerde komik anılarını anlatırmış hep. Sivil hayatında askerliğe ait hiç bir şey anlatmazdı. Her konuştuğumuzda “Rahatın iyi mi?, İşin zor mu?, Yemek yedin mi?” diye sorardık. Her seferinde “Rahatım iyi, yemekler güzel.” derdi ve fotoğraf atardı. Göreve gittiğinde evde onun sevdiği yemekler olunca boğazımızdan geçmezdi.
Eğer zamanı geri sarabilseydiniz yine aynı mesleği seçmesini arzu eder miydiniz?
Abim kendi isteğiyle askerde kaldı. Biz de kararına saygı duyduk. Ailemizden kimse önüne geçmedi. Genç yaşında şehit olacağını bilseydik itiraz ederdik. Çünkü yokluğu, özlemi çok ağır.
Şehidimizle ilgili unutamadığınız herhangi bir anınız var mı?
Abimle en kötü günümüzü bile unutamıyorum. Hepsi çok güzel ve özel. Her şeyden korur ve kıskanırdı beni. Sadece abim değil babam, arkadaşım, sırdaşım, her şeyimdi. Seda demezdi hep “Çiçeğim.” derdi. “İyi ki varsın sen olmasan ben ne yaparım çiçeğim.” derdi hep. Üç buçuk yıl geçti ama hep yanımda. Ben onun hep çiçeğiyim. İyi ki benim abim ve iyi ki bu dünyada iz bıraktı. Şehitlik abime çok yakıştı.
Şehidimizin haberini nasıl aldınız? Almadan evvel ailenizden hisseden oldu mu?
Haberi 01.03.2018 tarihinde saat 22.30 gibi aldık. Annem, babam ve eşi hissetmişler. Abim de rüyasında şehit olduğunu görmüş bir gece öncesinden. Devresine anlatmış. Sabah şehit olduğu arkadaşıyla birlikte kuyudan su çekip duş almışlar. Silahını temizlemiş, arkadaşına ve eşine mesaj atmış. Arkadaşına “Ailem sana emanet.” demiş. Eşine “Gökçenime hem anne hem baba ol, size bana benzeyen, kendim gibi bir evlat bırakıyorum.” demiş ve merak etmesin diye önceden çekildiği, eğlendiği bir videoyu atmış. Anneme de “Hatay sınırında bekliyoruz. Silah sesleri geliyor ama alıştık müzik gibi geliyor.” demiş. Abim şehit olacağını bilerek şehadete yürümüş.
Şehadet kutsallığının bilincinde olan bir aile olduğunuzu biliyoruz. Bu bilinç dahilinde şehidimiz olmadan hayat nasıl geçiyor?
Hayat geçmiyor maalesef. Yaşıyoruz, yemek yiyoruz, geziyoruz, gülüyoruz ama hep içimiz buruk, hep aklımızda. Abim artık ölümsüzleşti. Onu yaşadığımız anlarımızda yaşatıyoruz, anıyoruz. “Recep olsaydı daha farklı olurdu.” diyoruz. Ne kalbimizden ne de dilimizden düşürüyoruz. Her şehit ailesi gibi şehidimizle kavuşacağımız günü bekliyoruz.
Şehidimizin bir evladının olduğunu biliyoruz. Babasını hatırlıyor mu? Babasından bahsettiği vakitler oluyor mu?
Abim şehit olduğu zaman kızı Çökçen 40 günlük bebekti. Babası 10 gün kadar gördü ve sonra göreve gitti. Abim kızını hiç dilinden düşürmedi, hep kızını soruyordu ve güzel hayalleri vardı. Çok iyi bir babaydı. Gökçen babasını fotoğraflardan biliyor. Fotoğraflardan anlatmamızı istiyor. Bazen rüyasında görüyormuş annesine anlatıyor. Babasının mezarına gidip çiçeklerini suluyor, konuşuyor. “Babam cenneten mi bizi görüyor?, Ben kahraman kızıyım.” diyor gururla.
Evinizin bir odasını şehidimize ait eşyaların olduğu bir müze haline getirdiğinizi biliyoruz. Bize biraz oradan bahsedebilir misiniz? Fikrin kimden çıktığından, dizayn aşamasından ve dizayn aşamasındaki, ziyaret aşamasındaki hislerinizden bahsedebilir misiniz?
Evimizin her köşesinde abim var. İş yerimdeki masamda, salonumuzun perdelerinde, duvarda fotoğrafları var. Birde dolap var kişisel eşyaları, elbiseleri, ayakkabıları vs. Hepsini ben yaptım, benim fikrim. Onunla gözümüzü açıp kapatmak için. Gözlerini, küçücük gülmesini, yüzünü unutmak istemiyorum. Abimi fotoğraflarda yaşatıyorum. Üzüldüğümde, mutlu olduğumda hep bakıyorum, yanımdaymış gibi hissediyorum. Yetmiyor tabii ki de sesini duyamıyorsun, canlı göremiyorsun. Bir yerde abi kardeş görünce içim sızlıyor. Allah unutmayı nasip etmesin.
Şehidimizin kabri nerede bulunmakta ve seneidevriyesinde düzenli olarak yapmakta olduğunuz bir faliyet var mı?
Eskişehir Kanlıpınar Şehitliği’nde şehidimizin kabri.
Evet mevlit yapıyoruz. İki yıl büyük mevlit yaptık. Düzenli olarak evde mevlit yapıyoruz. Şehit Recep ÇETİN ve tüm şehitlerimizin ruhuna okunuyor. Covidden dolayı artık büyük mevlit yapamıyoruz.
Röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için tekrar teşekkürler. Allah bu kutlu davada şehadetle şereflenen tüm şehitlerimizin şehadetlerini kabul eylesin. (Amin.)
Şehitlerimizi unutmayıp unutturmadığınız için ben teşekkür ederim. Allah vatanımız ve bayrağımız için canını veren kahramanlarımızın şehadetini kabul etsin. Ruhları şad olsun.
RÖPORTAJ: Başak AZAKLI
Vesile Dergi Sayı 5
Eylül 2021