HAYAT GİRDABI

Ölüm yokmuşçasına yaşıyoruz 3 günlük dünyamızı, ölüm yokmuş ve dünya 3 günlük değilmiş gibi. Öyle dolu dolu, hevesle, aşkla, ölüm aklımızın ucundan bile geçmeden, plan program yaparak, hayal kurarak yaşıyoruz ki yarın olmaması bizim için bir ihtimal bile değil. Sahi neden ölelim ki, neden yarına çıkamama gibi bir ihtimalimiz olsun? Oluyormuş… Peygamber efendimiz “Ağızların tadını kaçıran ölümü çokça hatırlayın.” ve “Hiç ölmeyeceğini zanneden biri gibi çalış, yarın ölecek biri gibi de tedbirli ol.” derken biz ölümü unutmuşuz. Bir insan bir gün ansızın göçüp gidebiliyormuş bu dünyadan. Ne kadar da garip öyle değil mi? Bugün varız ama yarın bir ihtimal. İhtimaller üzerine kurulu bir hayatta yaşadığımızı, öleceğimizi bile bile yaşadığımızı, ölümle burun buruna yaşadığımızı unutuyoruz yaşarken, hayatın büyüsüne kapılarak. Oysaki büyüleyici olan hayat da geçici, hevesler, maddiyat vs. de. Geçip gidiyoruz sizin anlayacağınız ve ne kadar hasret kalsak da geçmişe, dünyaya dönemeyeceğiz. Yahya Kemal BEYATLI’nın “Sessiz Gemi” de dediği gibi “Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden, bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.” Allah gittiğimiz yerden memnun kalabilmeyi nasip eylesin bizlere. Ölüm… Kelime olarak bile o kadar soğuk ki… Dün yanımızda olan insanlar bugün yok olacaklar öyle ki seslerini bile unutacağız. Video, ses kaydı varsa ona koşacağız telaş ve üzüntüyle duyalım ve hatırlayalım diye. Ne kadar acı bir gerçek. Bir trende yolcuyuz ve vagonlar teker teker boşalıyor gibi. Kayıplarımızın ardında kalan anılar, yaşanmışlıklar, fotoğraflar bizi ayakta tutuyor belki de. Ölüm çok soğuk bir gerçek, bir gün ölümü tadacak olmak, bunu unutarak yaşamak ve sonrasında hatırlamak… İşte bu döngü bambaşka. Düşünsenize içimizi içimize sığdıramazken, dünyaya sığamazken aniden gelen gerçekle bir karış toprağa sığacağız. Velhasıl bu düşünce girdabına vereceğim son, ölüm şairi Cahit Sıtkı TARANCI’nın şiirindendir.

Neylersin ölüm herkesin başında
Uyudun uyanamadın olacak
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında
Bir namazlık saltanatın olacak
Taht misali o musalla taşında

YAZAN: Başak AZAKLI