Durumunu kabullenip kendince bir ritim belirlersin. Akıp giden bir hayat vardır kendi içinde ve dışında. Gücün yettiğince, sınırlarını zorlayarak katılırsın hayata. Senin kendini var etme çaban, kendini onurlandırmandır bu. Az görüyor ya da hiç görmüyor olabilirsin, az duyuyor ya da hiç duymuyor olabilirsin, koltuk değneğiyle ya da tekerlekli sandalyede yürüyor olabilirsin…Eşitlik dersin! Bedenlerdeki engelden bağımsızdır bu dediğin; bedende değil insandadır olması gereken eşitlik. Seni kendinle ve dünyayla barıştıran budur. Yaşama hakkın, mutlu olma hakkın, seçimlerini belirleme hakkın her zaman için vardır. Bu haklarına sahip çıktıkça ve emek verdikçe yücelirsin. İnsanların sana bakışında zaman zaman acıma olur, zaman zaman duyarsızlık, zaman zaman kabalık olur. Kırılsan da kendini onarmayı bilirsin. Kendi içinde kendini bütünledikten, kendine karşı kendini kanıtladıktan sonra başka bir kanıta gerek duymazsın zaten. Yaşıyorsundur; yapmak istediklerin, yapmaya çabaladıkların vardır ve yaşamdan keyif almak istiyorsundur. Gururlusundur, haksızlık olduğunu düşünebilirsin içinde bulunduğun şartların. Bir yanda engellilikten rant sağlayanlar, bir yanda sen… Bir yanda torpille işe girenler bir yanda onca birikimine, farklılığına rağmen işi olmayan sen…Bir yanda hep talep edenler, bir yanda ne alırım diye değil, ne verebilirim, ne katabilirim diye çırpınan sen…Zıtlıklar içindesindir; fakat yaşıyorsundur, yaşaman gerekiyordur ve hata ve eziklik ve engel sende değildir asla!
Engelsizmiş gibi davranmak, engelsizmiş gibi hareket etmek de yorar seni. Böyle yaptığın da çok olur ve olan hep sana olur. Yardım istemek gücüne gidebilir; karşındakini yormamak ,yük olmamak isteyebilirsin. Fakat aslolan durumunu bilip bütün ritmini ona göre ayarlamaktır. Sen kendine gereklisin ilk önce. Engelli olman, kimsenin sana ihtiyacı olmayacağı, senden faydalanmayacağı, senden bir beklentisinin olmayacağı demek değildir. Sen de öğretebilirsin,sen de üretebilir, sen de özlenebilir, sen de sevilebilirsin.
Sen insansın; bilgiye, gelişime, mücadeleye inanan bir insan…Sevebilen, var olabilen, zaaflarınla, zenginliklerinle, bütün benliğinle “insanım” diyebilen bir insansın. Güzel bir mücadelen, güzel bir yüreğin var ne olursa olsun. Kırılsa bile, yalnız kalsa bile, coşkusu, hedefi, düşü, mücadelesi olan bir yürek; seni hayata karşı özgürleştirir bu yürek, engelsizleştirir. Gülümse kendine bir güzel. Onca hatıran var bak hatırasız insanların içinde, onca yaşanmışlık var ömründe; izler, sesler, renkler var kimi birbirinden bağımsız, kimi birbirini bütünleyen.
Yusuf Durdurmuş