Her geçen gün teknolojinin biraz daha gelişmesi ile birlikte farklı farklı mucizevi noktaları keşfedebiliyoruz ve bu mucizevi noktalardan bir tanesi de anne karnındaki bebeğin yaşam serüveni.
Bizler her ne kadar kapkaranlık bir dünyada yani annesinin karnında gelişmekte ve daha sonra da doğum ile birlikte aydınlığa kavuşmakta olan varlıklardan bahsediyor olduğumuzu zannetsek de hakikat hiç de böyle değil.
Anne karnındaki bir bebek belirli ölçüde ışığı hissedebilmekte ve hatta bir ölçü belirtecek olursak annesinin güneşlenmekte olup olmadığını bile fark edebilmektedir. Bu bağlamda fazladan maruz kaldı ışığın kendisinin rahatsız ettiğini bile rahatlıkla söyleyebiliriz zira konuyla ilgili yapılan araştırmalarda fazladan ışığa maruz kalan bebeklerin huzursuzluk yaşadığı görüntüleme cihazlarına bile yansımaktadır. Bu bağlamda araştırmacıların araştırmaları bir kenarda dursun ben bizzat şahit olmuş olduğum birkaç olayı paylaşacak olursam şu şekilde: Gebe bir tanıdığım yavrusunun yüzünü görebilmek arzusuyla renkli ultrasona giriyordu düzenli periyotta ve her ultrasonda kahkahalar içerisinde ışığın yansıtıldığı kısımlarda bebeğin yüzü varsa ışıktan rahatsız olduğunu ve hatta rahatsızlığına rağmen ışığa maruziyeti devam ederse arkasını döndüğünü anlatıyordu. Bu bir hekim olmadığım için ilk duyduğumda çok enteresan gelmişti bana. Enteresan gelmesi sebebiyle çevremdeki gebeleri gözlemlemeye başladım ve onlarda da renkli ultrason söz konusu olduğunda aynı şeyin yaşandığını gördüm yani çevremdeki diğer gebeler de renkli ultrasona girdiklerinde bebekler ışıktan rahatsız oluyorlardı. Tabii tıbbi olarak adı nedir ya da ne için bu rahatsızlık söz konusudur bilemiyorum. Bizler hekimlerin vermiş oldukları bilgiler neticesinde renkli ultrasonda ışık verildiğini diğer bir deyişle ışın verildiğini ve bundan da çocuğun rahatsız olmakta olduğunu dile getirebiliyoruz.
Farklı araştırmalarda araştırmacılar anne karnındaki bebeklerin farklı sesler karşısında nasıl tepkiler vermekte olduklarını gözlemlemişler ve rock müzik tarzında seslere maruz kaldıklarında tekmelerindeki şiddet ve sıklığın artmakta olduğunu tespit etmişler. Yine aynı şekilde anne karnında belirli müzikleri ya da belirli sesleri dinlemeye alışan bebeklerin doğduktan sonra da bu seslere aşina oldukları ve hatta bu sesler ile sakinleştikleri tespit edilmiş. Bu bağlamda kendi gözlemlerimi paylaşacak olursam şu şekilde: Gebelik döneminde Kur’an-ı Kerim okumakta ve dinlemekte olan annelerin ve bebeklerinin ekstra sakin olduklarını gözlemledim ve gözlemliyorum. Tabii bu sakinlik bebek anne karnındayken hareketlerine nasıl yansıyor bunu bilemiyorum ya da bu konuda yapılmış herhangi bir araştırma var mı bilemiyorum ancak doğduktan sonra Kur’an-ı Kerim ile yine ve yeniden buluşan çocukların daha sakin ve huzurlu olduklarını ve bu bağlamda uykuya daha rahat dağıldıklarını gözlemledim ve gözlemliyorum.
Bir gün bir müzisyen çok enteresan bir şekilde bazı parçaları daha önce çalışmadığı halde ezbere bilmekte olduğunu fark etmiş ve bu duruma anlam verememiş. Belirli kısımları bakarak okuyabiliyorken ya da çalabiliyorken belirli kısımları hiçbir şekilde bakmaksızın okuyabiliyor ya da çalabiliyor olması kendisinin bir türlü anlam veremediği bir boyut olduğundan ötürü bir gün annesine bunun nedeninin ne olabileceğini sormuş ve annesi müzisyenin çalabildiği ya da okuyabildiği parçaları gördüğünde çok şaşırmış çünkü bu parçalar kendisinin müzisyene gebeyken sıklıkla dinlemekte ve çalmakta olduğu parçalarmış.
Yine aynı şekilde bir gün bir kadın yavrusunun oturma odasında kendi kendine fısıldamakta olduğunu fark etmiş ve birazcık dikkat kesildiğinde yavrusunun fısıldamakta olduğu sözcüklerin egzersiz komutları olduğunu fark etmiş ancak bu egzersiz komutları yavrusunun duyabileceği egzersiz komutları değilmiş çünkü gebeliği sırasında yaşamakta olduğu şehirdeki o şehre özgü egzersiz komutlarını fısıldamaktaymış yani yavru annesinin kendine gebeyken yapmış olduğu egzersiz komutlarını kendi kendine fısıldamaktaymış.
Çok enteresan öyle değil mi?
Çok daha enteresan farklı bir örnek vermek istiyorum:
Bir çocuk hiçbir şekilde tepki vermiyor ve özel durumu olan bir çocuk, ancak uzman ile görüşmeye başladıktan sonra İngilizce tepkiler vermeye başlıyor. İngilizce konuşmayan ve bu yönde herhangi bir yönelimi bulunmayan ailesi çok şaşırıyor ancak bir gün konuşma esnasında annesi çocuğa hamileyken İngilizce dışında başka bir dilin konuşulmasının yasak olduğu bir firmada çalışmış olduğunu dile getiriyor ve çocuğun neden yalnızca İngilizceye tepki verdiği sonucu ortaya çıkıyor.
Konu ile ilgili bu ve buna benzer pek çok örnek mevcut. Merak edenler “Doğmamış Çocuğun Gizli Yaşamı” adlı kitabı okuyabilirler. Yazımıza dönecek olursak şöyle bir hakikat karşımızda durmakta: Anne karnındaki yavrular bizim zannettiğimizin aksine hiçbir şeyden habersiz ve bilinçsiz değiller.
İşte bu noktada da hepimize, klasik tabirle, şapkamızı önümüze alıp düşünmek düşüyor.
YAZAN: Zeynep EROL