İNSANLARIMIZIN GÜZELLİK ANLAYIŞI

Güzellik anlayışı ve tanımı yüzyıllardır tüm toplumlarda değişkenlik
gösteren bir kavram haline büründü. Bu değişkenliklerin gerekçelerini
geçmiş toplumlar ve eski çağların zihniyetleri belirledi. Örneğin; Günümüzde erkeklerin fiziksel olarak güzellik anlayışlarında en baskın olarak önde gördüğü toplumlardan olan soğuk iklimin soluk tenli kadınlarını (Ruslar) ele alalım. Erkeklerde oluşan bu algının sebebi çevresinde sık görülenlere nazaran daha az ve nadir olmaları. Çünkü aynı
etnik gruptan aynı tür fiziksel özelliklere sahip hem cins ve karşı cinslerin
olması çağın gerekçeleriyle farklı bir arayış içerisine yönlendirmelerine
sebep olmuştur. Birkaç çağ öncesine dönecek olursak bu durum tam tersi bir yol izlemiştir. Kökenleri bugünkü Rusya’nın topraklarında kurulan farklı uygarlıklardan olan bu soğuk iklimin soğuk ve güzel kadınları o çağlarda farklılıklarından dolayı hastalıklı bir toplum olarak görülüp güçlü devletler tarafından işgal edildiklerinde sadece köle olarak kullanılmışlardır. Peki çağlar arasında süregelen bu değişimin ana sebebi nedir sizce? Düşünce ve fikir anlayışı…

Geçmiş çağlarda uygarlıkların izlediği politika kalabalık bir nüfus oluşturup daha güçlü olmaktı. Bunun için de sadece kendi toplumunun bireyleri arasında bunları sağlamak daha güvenliydi. Günümüzde ise geçmişe nazaran toplumsal bir anlayıştan ziyade daha çok gelişen kişisel anlayışlar güzellik anlayışını daha da özelleştirmiştir. Teknolojinin bize
getirdikleri ile beraber reklamlarla bize sunulan güzellik anlayışı toplumun
algısını değiştirmekte hâlâ daha büyük rol oynamaktadır. Türk toplumunun güzellik anlayışı da teknolojinin gelişimiyle birlikte sürekli değişkenlik göstererek ilerlemeye devam ediyor. Önceden manevi söylemlerin daha anlamlı olduğu zamanlardan, söylentilerle hareket eden bir toplum haline
dönüşmek güzellik anlayışımızı başkalarına göre belirlememize sebep oldu.
Sırf başkaları yanına yakıştırmayacak diye endişe duyan kadınlardan, fiziksel olarak çok güzel olan kadınlara reddedilme korkusuyla açılmaya korkan erkeklerden ve bir kadın ya da erkek tarafından reddedilince yaftalayan bireyler haline dönüşmek çağımızın en acınılası durumu haline gelmiştir. Güzellik anlayışını bile toplumun değer ve yargılarına göre belirlemek bireyi kendisinden uzaklaştırıp özgüvensiz biri haline getirmeye devam etmektedir.

Peki sizce güzellik nedir? Kusursuz güzellik diye bir kavram var mıdır? İnsan güzelliği nerede aramalıdır? Herhangi bir nesneyi, canlıyı, duyguyu ya da inancı güzel bulabilmek için ne hissettirdiğine bakmalı insan. Her renk kusursuz bir güzelliğe sahiptir ama her insanda farklı duygu yaratır. Huzuru veya huzursuzluğu. Günbatımında gökyüzüne serilen kızıllığı düşünün dünyanın herhangi bir yerinde çimlere uzanmış bu muhteşem manzarayı izleyen bir insanın güzellik anlayışına verebileceği en güzel cevap bu olabilir. Aynı şekilde aynı gün batımında savaşın ortasında bir çocuğu hayal edin. Biraz sonra o kızıllıktan tepesine düşecek bombanın yarattığı huzursuzluğu. İşte tam bu anda fark edebilmeli insan kusursuz güzelliğin nerede olduğunu çünkü o sabit ve değişmez. Sadece onun güzel olup olmadığını yaşanmışlıklar belirler. Kusursuz güzelliğe sahip tek şey ise muhteşem renkleriyle içinde bulunduğumuz doğadır. Bizler bu kusursuz güzelliğin barındırdığı yaşamın içinden tüm canlı ve cansız varlıkları güzel veya çirkin diye ayırmaya devam mı edeceğiz?

YAZAR: Fırat OTURMAK

Vesile Dergi Sayı 8

Aralık 2021