“Bir çocuk; eline çanta verilip okula yollanmakla, cebine üç-beş kuruş para koyup okul köşesine atılmakla eğitilmez, daha doğrusu ana babanın görevi burada bitmez…” Hababam Sınıfı filminde Mahmut hocanın bu repliğini bilmeyenimiz yoktur sanırım. Çocukluğumuzdan beri belki de onlarca kez izlediğimiz bu filmde Mahmut hoca ne kadar haklıydı değil mi? Peki ebeveynler bunun ne kadarını uyguluyor?
Toprağa bir tohum ekiyorsunuz ve bu tohum zamanla filizlenip büyüyor, çiçek açmaya başlıyor. Siz ne yapıyorsunuz peki? Güneşe doğru açmak isteyen çiçeği sizin istediğiniz yöne doğru açması için zorluyorsunuz. Sonra ne mi oluyor? Soluyor, kuruyor, ölüyor… Pek çok ebeveynin yaptığı şey bu; saksı sizin olabilir, tohum sizin olabilir, toprak da sizin olabilir ama çiçek her zaman güneşe doğru açacaktır, sizin onun ilk tohumlarını atıp, sulayıp, bakımını yapmanız da bu gerçeği değiştirmez üstelik.
Bir can dünyaya getirme konusunda değişen dünya koşulları karşısında muallâkta kalmış bir kadın olarak “fiziksel olarak anne” olmadan önce, çocuğun gelişimine yardımcı olacak her türlü entelektüel donanıma sahip olmaya çalışmak gayreti içindeyim. Unutmamak gereken bir şey var ki; o da, çocuklarınızın tek başına bir birey olduğu ve onların da bağımsız bir karaktere sahip oldukları. Ayrıca onların doğduğu andan itibaren başlayan eğitim süreci (burada kastedilen informel eğitim) içinde, korkutma yerine (baba ile, polis ile, doktor ile…) onların anlayacağı bir dil kullanarak yapmaması gereken şeyleri neden yapmaması gerektiği konusunda açıklama yapmak, hayatını idame ettirmesini sağlan temel şeyleri önüne hazır olarak sunmak yerine öğretmek ve kendini ifade etmesinin önüne ket vurmamak gerekmektedir. Ve en önemlisi çocukları dinlemek, anlamaya çalışmak ve birlikte verimli zaman geçirerek, ömür boyu unutamayacağı çocukluğuna dair güzel anılar biriktirmek…
Ve son olarak çocuklar, çocuklarımız… Onları oyuncaklara, telefon ve tabletlere boğmak yerine yaratıcılıklarını geliştirecek etkinliklere yöneltmeli; onlara gitmeyi tercih ettikleri yolda eşlik etmeli, hem kendi deneyimlerinin oluşturulması sağlanmalı hem de ebeveynler bu yolda onlara kendi tecrübeleriyle ışık olmalıdır. Pragmatist bir yaklaşım yerine anı yaşamalarının, andan öğrenmelerinin, anda mutlu olmalarının önemi aşılanmalıdır. En önemlisi siz ebeveynler, biz ebeveyn adayları… Bizde ne varsa çocuğumuzda da o olur. Biz bir sürahi isek ve ne kadar doluysak çiçeğimizi o ölçüde sular ve büyütürüz. Bırakalım yüzlerini nereye döneceklerine onlar karar versin…
YAZAN: SERMİN APTİ YERLİ
KAYNAK: Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı filmi veli toplantısı sahnesi
Vesile Dergi Sayı 1
Mayıs 2021