Bir şehirden başka bir şehre yolculuk yaparken şehirlerarası otobüslerde hep cam kenarı olsun isteriz. Çünkü yol seyretmek insanı fazlasıyla rahatlatır. Hatta yolculuk boyunca kimseyle konuşmak zorunda kalmazsınız. Otobüs hızla yol alırken adeta akıp giden manzarayı öylece izlersiniz. Hayallere, düşüncelere dalarsınız. En über hayallerinizle öyle mutlu olursunuz. Bazen de tam tersine bir kaygı basar içinizi. Olmadık şeylerin olası olasılıklarını ve binde bir başınıza gelmesi muhtemel ihtimalleri düşünüp kendi canınızı yok yere sıkarsınız. Sonra bir uyku basar ve uykunuz gelir. Başınızı cama yaslarsınız. İşte benim de hayat yolculuğumdaki cam kenarım salonumdan dünyaya baktığım hepi topu bir buçuk metre kare olan penceremin kenarı. Tüm hayallerimi, yazdıklarımı, yazamadıklarımı, planlarımı ve kaygılarımı da bu cam kenarımla yaşıyorum. Bir de insanın “Can Kenarı” var. Bazı şeyler o can kenarında birikir kalır. Sonra tüm birikenler bir gün çıkmak ister sıkıştığı yerden. Bazen de hayatımızda güzel şeyler olur ve bir bakmışsınız o can kenarı çiçeklenmiş, beşinci mevsimde…
Beşinci mevsimi işte bu cam kenarında bekliyorum can kenarımla, camların ardında…
YAZAN: SONNUR SEVER
Vesile Dergi Sayı 10
Şubat 2022